Home Random Page


CATEGORIES:

BiologyChemistryConstructionCultureEcologyEconomyElectronicsFinanceGeographyHistoryInformaticsLawMathematicsMechanicsMedicineOtherPedagogyPhilosophyPhysicsPolicyPsychologySociologySportTourism






BÜYÜK BİR TEKERLEK

Bunlardan sonra, bu inatçı kral emir verdi ve büyük bir tekerlek yaptılar. Sonra da Aziz Panteleimon’u yüksek bir dağın tepesine çıkardılar. O tekerleğin üzerine de Aziz Panteleimon’u bağladılar. Aziz Panteleimon paramparça olması için tekerleğin üzerine bağlamışlar ve oradan aşağıya doğru yuvarlamaya hazırlanmışlardı. Çünkü bazı teknisyenler İmparatora böyle öğüt vermişlerdi. Aşağıda olan bütün şehir, Aziz Panteleimon ile bu tekerleği görmek istiyordu ve bekliyorlardı.

Fakat, kullarını koruyan İsa Mesih, Aziz Panteleimon için, bu kritik anda yine göründü ve onu tekerlekten çözüp kurtardı. Aziz Panteleimon sağ salim bir durumdaydı ve Allah’a şükrediyordu. Ancak o tekerlek, kendi kendine, o inançsızların üzerine tekerlendi ve onlardan birçok kişiyi öldürdü. Diğerleri korktular ve sağa sola koştular. Çil yavruları gibi dağıldılar.

Kral bunları gördüğünde hayran kaldı. Fakat, kalbinin sertliğinden dolayı bir türlü inanmıyordu. Daha evvel de dediğimiz gibi, mucizelere büyü gözüyle bakıyordu. O vakit Aziz Panteleimon’u yanına çağırarak ona dedi:

- Ne zamana kadar böyle sihirler yaparak, bazı insanımı öldüreceksin ve bazılarını da tanrılarımızın ve krallığımın düşmanı yapacaksın? Söyle bana, Hıristiyanlığı kimden öğrendin?

Aziz Panteleimon gerçeği söyledi ve Hıristiyanlığı Ermolaos’tan öğrendiğini bildirdi. Böyle bir hazinenin saklı kalmasının doğru olmayacağına karar vermişti. Ortaya çıkıp, inancı ve işkencesiyle başkalarına da faydası dokunmasının daha doğru olacağını düşündü. Onun azizliğini biliyordu. Nitekim, işkence, inançlı insanlar için, Allah’tan alabilecekleri en büyük ödüldür. Aynı zamanda da, başkalarına da faydalı olmak için, en büyük vaazdır da. Kilise için, işkenceyle meydana gelen bir ölüm kayıp değil, bilakis kârdır. Aziz Panteleimon düşünüyordu ki, Ermolaos bu işkenceye dayanacak ve onun bu örnek davranışıyla birçok kişiye yararlı olacaktı. O, kendinden örnek alıyordu.

 



AZİZ ERMOLAOS’UN ŞAHADETİ

Askerler Aziz Panteleimon’u alıp Ermolaos’un evine götürdüler.

- Oğlum, sen buraya nasıl geldin, diye Ermolaos kendisine sordu.

- Seni Kral çağırıyor, oraya gitmeni ister.

- Allah için ölmem gerektiği saatinin geldiğini biliyorum. Bu akşam, İsa Mesih bana bunu açık bir vahiy ile haber verdi. Bunları söyledi ve sevinçli bir şekilde İmparatorun huzuruna çıktı.

- Maksimianos’un önüne götürdüklerinde, adın nedir diye kendisine sordu. Benim adım Ermolaos’tur diye cevap verdi.

- Daha iki kişi yanımda var. Ermokratis ve Evrippos. Devamında bu iki kişiyi de oraya getirdiler.

- Pantoleon’u bu hatalı yola yönlendirip tanrılarımızı inkâr etmek için kandıran siz misiniz, diye kendilerine sordu.

- İsa Mesih, lâyık ve uygun olanları yanına çağırmaktadır, diye Ermolaos ona cevap verdi. Panteleimon uygun ve lâyık bir kişi idi.

- Bu aptalca ve faydasız sözleri bırakın ve beni dikkatli dinleyin, dedi onlara. Siz, Panteleimon’a, tanrılara kurban adaması için nasihatte bulunun. İşte o vakit ben size bol bol armağanlar vereceğim ve sizi yakın dostlar gibi göreceğim.

- Allah korusun! Bir insanın ruhunu kaybetmesi için ona tavsiyede bulunmak. Çünkü biz bütün Hıristiyanlar olarak, sarsılmaz ve sağlam bir fikre sahibiz: Çeşitli işkenceler altında bin kere ölmek, hissiz ve sağır heykellere tapınmaktan çok daha iyidir.

Azizler bunları söyledikten sonra, ruhun ve bedenin gözlerini gökyüzüne kaldırdılar ve şeytanın tuzağından korumak için Allah’a dua ettiler. Allah da bunlara göründü ve kendilerine cesaret verdi. Orada hemen bir deprem oldu. O vakit Maksimianos, olayları çarpıtarak dedi:

- Görüyor musunuz, tanrılar size kızdılar ve yeri titrettiler.

- Ermolaos ise kendisine, eğer o senin tanrıların yere düşerlerse o vakit ne diyeceksin, diye sordu.

Sözünü daha bitirmemişti ki, saraydan gelen adamları şöyle dediler:

- Ey Kral Hazretleri! Bil ki tanrılar yere düştüler ve paramparça oldular. Azizler bu sözler karşısında gülmeye başladılar. Çünkü, yeri titreten o korkunç tanrılar yere düşüp parçalanmışlardı. Bu olup bitenlerden sonra, gerçeğe kim inanmayacaktı ki. Ne yazık ki, o inançsız ve zalim hükümdar, daha fazla kafası karışıyor ve kızgınlaşıyordu. Fakat, gözleri acıyan kişiler de güneşi görmek isterler mi ki? Eğer güneşi görecek olurlarsa, onları rahatsız eder ve daha fazlı acı çekerler. Bu zavallıyla da aynı şey meydana geliyordu.

Sonra da bu üç kişiyi de çeşitli işkencelere tâbi tuttu. Ancak, hiçbir yolla kendi fikrini onlara benimsetmenin mümkün olmadığını görünce onların başlarını kestirdi. Hıristiyanlar, gizlice onların mübarek naaşlarını aldılar ve büyük bir hürmetle onları defnettiler.

 




Date: 2016-01-03; view: 565


<== previous page | next page ==>
AÇ CANAVARLARA | Higher Education in Russia
doclecture.net - lectures - 2014-2024 year. Copyright infringement or personal data (0.006 sec.)