Home Random Page


CATEGORIES:

BiologyChemistryConstructionCultureEcologyEconomyElectronicsFinanceGeographyHistoryInformaticsLawMathematicsMechanicsMedicineOtherPedagogyPhilosophyPhysicsPolicyPsychologySociologySportTourism






Nsan davranışları gerçekten de kendisini saran çevre tarafından belirlenir.

Ccedil;oğu savaş, kaynakları kontrol etmek veya farklılık avantajı durumunu korumak içindir. Hiçbiri “insanın itibarı” için değildir. Amaçları, insanı yüceltmek değildir. Kazanan ülkedeki insanları yüceltebilir. Bunu yapabilir, ama dünyanın geri kalanı düşünülürse bunun bedeli çok büyük.

ULUSLARARASI FARKLILIKLARI ÇÖZÜMLEMEDEKİ BU İLKEL VE ŞİDDETLİ YAKLAŞIM, BİLGİSAYARLI NÜKLEER SEVKİYAT SİSTEMLERİ İLE ÖLÜMCÜL BİYOLOJİK VE KİMYASAL SİLAHLARIN BULUNMASIYLA DAHA DA KAYGI VERİCİ BOYUTLARA ULAŞIYOR. 100.000,’İN ÜSTÜNDE ŞİRKET PENTAGON’DAN BESLENİYOR. Ama asıl para, sadece bir avuç büyük şirkete gidiyor. Ne var ki bu durum, askeri-endüstriyel oluşumlardan kar sağlayanlar için düşeş bir fırsat, para kazanmak için bir şans. Eğer savaşta kazanç diye bir şey olmasaydı, gerçekten de savaşacağımızı düşünüyor musunuz?Eğer sizi orduya, bu ülkeye hizmet etmeniz için alıyorlarsa bu ülke için canınızı ortaya koyuyorsunuzdur.

Bütün savaş endüstrisini; her top dökücüsünü, makineli tüfek üreticisini, otomobilleri, jipleri ve savaş gemilerini üretenleri de savaşa almalılar, böylece onlar da orduyla aynı bedeli ödemiş olurlar. O zaman bir anlamı olur; ama sen, savaş gemileri ve makineli tüfekler satarak milyonlar kazanıyorsan, o zaman bu, yozlaşmadır. Bana kalsa, orduda milyonlarca adamımız olsa hepsini, diğer uluslarla nasıl anlaşılacağını öğrenmeleri ve sorun çözücü olarak yetişmeleri için okullara yollardım. Yapmamız gereken budur, öldürmek değil. Askerler yalnızca öldürme makinesidir, öldürmek için eğitilirler. Onları Meksika’ya gidip halklar arasında köprü kuracak şekilde yetiştirir ve Arap dünyasına gönderip bu iletişim köprüsünü kurabiliyorlar mı görmek isterdim. Böylece bütün uluslar bir araya gelebilir. İnsanların maruz kaldığı tek şiddet formu savaş değildir. Açlık, yoksulluk, evsizlik ve işsizlik de diğer örneklerdir. Bu koşullara insanın doğasının sebep olduğunun kabul edilmesi yanlıştır ve hiçbir şeyin değişmemesine neden olur. Çevrenin Etkisi Açgözlülük, iş dünyası ve ırkçılığın genetikle bir ilgisi yoktur.



Toplumlarda etkin olan sistemlerin hepsi eğitiminizin bir parçasıdır. Okuduğunuz kitaplar, takip ettiğiniz idoller ve hayran olduğunuz insanlar. Genlerinizin konuyla hiçbir ilgisi yoktur Göz renginiz ya da burnunuzun şekli dışında, sadece bunlar kalıtsal özellikleriniz olabilir. Genler değerleri kontrol edemez. Başka bir insandan çok daha iyi bir beyin ile, yani daha iyi alıcılar ve daha iyi doku kalitesiyle doğmuş olsanız bile bu değişmez. Söylemek istediğim, daha iyi bir beyne sahip olsanız da eğer faşist bir ülkede yaşıyorsanız bir faşiste dönüşmeniz kolaydır.

AYRIMCILIK BİR BEYİN FONKSİYONU DEĞİLDİR. BEYNİNİZ SİZE NEYİN DOĞRU NEYİN YANLIŞ OLDUĞUNU SÖYLEYEMEZ, BUNU YAPAN DENEYİMLERİNİZDİR. BİZLER AÇGÖZLÜLÜK, KISKANÇLIK, NEFRET VE YOBAZLIK İLE DOĞMADIK.

Davranış ve değerlerimiz, maruz kaldığımız çevreyi yansıtıyor. Eğer Amazon’larda bir kelle avcısı tarafından yetiştirilseydiniz, bir kelle avcısı olurdunuz. Ve size ” 5 kelle indirmiş olman seni rahatsız etmiyor mu?” diye sorsaydım ” Ediyor, çünkü annemin tane var.” derdiniz Bu bir manyaklık mı? Hayır, çünkü kültürünüze göre bu normal bir şey olurdu.

Dünyanın kaynaklarını birkaç ulus kontrol ettiği ve halkın refahı yerine kar amacı öncelikli olduğu sürece toplumsal ve çevresel problemler kaçınılmaz olacaktır. Çıkar elde etmeyi her şeyden önce tutmak, gereksiz çileye sebep olur ve günümüzdeki gibi anormal davranışlar daha da yaygınlaşır. İnsanların çoğu, sorunlarımızı gidermek için yasalara ihtiyacımız olduğunu sanıyor. Birçok yasamız var, binlerce ve binlerce fakat sürekli ihlal ediliyorlar.

Kağıt üzerindeki bildiriler ve antlaşmalar, kıtlığın, yoksulluğun ve güvensizliğin yarattığı gerçekleri değiştirmiyor.

Eğer okyanusun kirlenmesi ve tarım alanlarının kuraklaşmasıyla ilgili gidişatı biliyorsanız, geleceğin ve değerlerin nasıl şekilleneceğini kestirebilirsiniz. BU ÇARPIK SİSTEMİN BÜYÜMESİNİ GÖZLEMLEDİĞİMDE AYAKLANMALARIN, CİNAYETLERİN VE SUİKASTLERİN ARTACAĞINI GÖREBİLİYORUM.

nsan davranışları gerçekten de kendisini saran çevre tarafından belirlenir.

Mesela su kaynaklarında kıtlık olduğunu düşünün, bu durumda suyun fiyatı çok yüksek olurdu. Kıtlık kavramını bir sistem olarak ele alalım. Gökten gün boyunca altın yağdığını düşünün. İnsanlar dışarıya çıkıp hepsini toplar, ceplerini, evlerini ve tüm çekmecelerini doldururlardı. Bütün giysilerini bile atarlardı. Eğer bir yıl boyunca yağmaya devam etseydi ve her taraf altınla kaplansaydı insanlar altını evlerinden temizleyip, yüzüklerini çıkarıp bir kenara fırlatacaklardı.

Böylelikle insan davranışı bu koşula göre değişmiş olurdu.

İnsanların ihtiyaç duyduğu şeylere erişmesini engelleyen sadece polistir dolayısıyla bunun devamı için oraya polis koyarsınız.

Ancak eğer limon ağaçları, portakal ağaçları ve elma ağaçları her yerde yetişseydi, o zaman onları satamazdınız. Kaynakları son derece bol olan bir adaya düşerseniz, mesela kişisiniz ve eğer isterseniz kişi başı bin tane balık yiyebileceksiniz ve bunun katı miktarda ananas ve ekmek ağacı olsa paranın esamesi okunmaz. Özel mülk diye bir şey olmaz. Eğer bu ada yeteri kadar büyükse: mesela kişi için hektarlık bir alan olsa belirli bir alanın etrafını çevirip hak iddia etmek kimsenin umurunda olmazdı. Hayatta kalmayı destekleyecek davranış kalıpları vardır.

Değerlerimizi ve dış görünüşümüzü değiştiren toplumsal durumlar vardır.

Hiç kimse, çevresine danışmadan, kendisinden beklenen davranış hakkında bir kural koyamaz. Dolayısıyla iyisi mi biz çevremizle ilgilenelim, birbirimizi kollayalım ve bir toplum oluşturmak için insanları, yapabileceğimiz en üst seviyede eğitelim.

Savaşın altında yatan sebeplerle ilgilenilmediği sürece, bir barış anlaşması bile başka bir savaşı engelleyemez. Belki de ihtiyacımız olan şey, hükümette, herkesin iyiliği için çalışacak etiğe sahip insanlardır. Ancak üst pozisyonlara en etik insanlar seçilse bile, kaynaklarımız tükendiğinde, yine yalan, aldatma, hırsızlık ve yozlaşma olacaktır. Herkesin iyiliği için ihtiyacımız olan şey, etik insanlar yerine dünya kaynaklarını yönetmenin akıllıca bir yolunu bulmaktır.

Toplumsal Yetersizlikler

Toplumsal düzenlemelerimizi daha detaylı değerlendirelim.

EKONOMİMİZİ KORUMAK İÇİN ÜRÜNLERİN DEVAMLI SATILMASI GEREKİR. BUNU GARANTİLEMEK İÇİN, ÜRÜNLER KASTEN DAYANIKSIZ VE BOZULACAK ŞEKİLDE TASARLANIR. FARKETTİYSENİZ BU DURUM TAM DA GARANTİ SÜRESİ YENİ DOLMUŞKEN BAŞINIZA GELİR.


Date: 2016-03-03; view: 653


<== previous page | next page ==>
Christian Rosencreutz : Les Noces Chymiques, éd. Traditionnelles 2004. | VERİMLİLİĞİN BİLİNÇLİ OLARAK ORTADAN KALDIRILDIĞI BU BOZULMA SİSTEMİNE “PLANLI ESKİTME” ADI VERİLİR.
doclecture.net - lectures - 2014-2024 year. Copyright infringement or personal data (0.007 sec.)