Home Random Page


CATEGORIES:

BiologyChemistryConstructionCultureEcologyEconomyElectronicsFinanceGeographyHistoryInformaticsLawMathematicsMechanicsMedicineOtherPedagogyPhilosophyPhysicsPolicyPsychologySociologySportTourism






C. Kelimelerin dili

 

Meziyet-..............................................................................................................................................

Bir çırpıda-..........................................................................................................................................

İnkar etmek-........................................................................................................................................

Apar topar-...........................................................................................................................................

Gözleri fal taşı gibi açılmak-...............................................................................................................

Israr-..............................................................................................................................................

Zaaf- .............................................................................................................................................

Gevezelik-..........................................................................................................................................

Vaad etmek-................................................................................................................................

Facia-...........................................................................................................................................

Alınmak-......................................................................................................................................

Çoçuktan al haberi-......................................................................................................................

İspat etmek- .......................................................................................................................................

Ayrıntı- ................................................................................................................................................

Müstesna-.........................................................................................................................................

Ağzında bakla ıslanmamak-.............................................................................................................

 

D. OKUMA-ANLAMA

 

1.Yazar sır saklamayı neye benzetiyor?........................................................................................

..............................................................................................................................................................



2. Yazara göre birinin sırrını faş etmenin tatlı keyfi nasıl yaşanıyor?................................................

..............................................................................................................................................................



3.Birinin sırrını söylemenin bize zararı nedir?....................................................................................

..............................................................................................................................................................



4. Fransız general Turaine’nin olayını kısaca anlatınız?.....................................................................

..............................................................................................................................................................



5. Çocuklar sır saklayabilirler mi?.......................................................................................................

6. Babirus’un olayını kısaca anlatınız ?......................................................................................................

...................................................................................................................................................................

......................................................................................................................................................................

7. Birisinin sırrını başkasına söylediğiniz oldu mu? Başınıza neler geldi?........................................

..............................................................................................................................................................



..............................................................................................................................................................



 

KISSADAN HISSE

Ben de Bilirim

Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
- Sen sır saklamayı bilir misin? diye sormuş.
Vezir:
- Evet hünkarım, bilirim dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış:
- Ben de bilirim


İnsan nadir değil, insanlık nadirdir

Yusuf Has Hacip

 

A. DERSE HAZIRLIK

 

  1. İnsanlar birbirine muhtaç mı ?
  2. İnsanlara niçin iyilik yapmalıyız?
  3. Yaptığınız bir iyiliği anlatınız?

 

B.OKUMA PARÇASI

 

İNSAN ÇEHRESİNE TEBESSÜM VEREN HAYIR YAPALIM

Bu kitabı yazmaya başladığım zaman, "Üzüntüyü Nasıl Yendim" konusu da bir yazı yarışması açtım. En güzel yol gösterici yazıya iki yüz dolar mükafat verecektim. O derece mükemmel iki tane hikaye aldık ki, ha­kemler onların içinden bir tanesini seçmeyi imkansız buldular. Bunun üzerine mükafatı iki hikaye arasında taksim ettik. İşte birinci mükafatı kazanan hikayelerden biri: Missouri'de oturan C. R. Burton'un hikayesi:

Mr. Burton, bana: Annem bundan on dokuz sene ev­vel bir gün başını alıp gitmişti ve onu o zamandanberi bir daha hiç görmedim. Aynı şekilde kendisinin yanında alıp götürdüğü iki küçük kız kardeşimi de hiç görmedim. Babam, annem kendisini terkettikten üç sene sonra bir kazada öldü. Babamla bir ortağı küçük bir Missouri şeh­rinde bir cafe satın almışlardı ve babam bir iş seyahatin­de, uzaklarda iken ortağı cafeyi satıp kayıplara karıştı. Bir dostuyla derhal geri dönerken, babam Kansas'ta Salihas'ta bir otomobil kazasında öldü. Benimle erkek kar­deşimi hiç kimse istemedi. Şehrin karanlığına terkedil­miştik. Kısa bir zaman şehirdeki fakir bîr aileyle birlik­le yaşadım. Ama devirler kötü idi. Ailenin reisi işini kaybetti, bunun üzerine beni daha fazla besleyemediler. O zaman beni Loftin ailesi yanlarına aldı. Bana; yalan söylemediğim, hırsızlık yapmadığım ve söyleneni yaptığım müddetçe, orada kalabileceğimi söylediler. Onları en sıkı bir şekilde tatbik ettim. Okula devama başladım, fakat daha ilk hafta bir bebek gibi hıçkırarak eve dönmüş bulunuyordum. Öteki çocuklar beni itip kakmış, koca­man burnumla alay etmiş, bana dilsiz olduğumu söyle­miş ve bana öksüz diye bağırmışlardı. O derece incin­miştim ki, onlarla dövüşmek istedim, fakat beni yanına almış olan Loftin:

"Kalıp da dövüşmek yerine yürüyüp uzaklaşmak akıllı adamların işidir, bunu hatırından çıkarma." dedi. Ta bir çocuk, okul bahçesinden biraz tavuk pisliği alıp da suratıma fırlatıncaya kadar hiç kavga etmedim. Ama bunu yapınca onu dayaktan pestile çevirdim ve bunun üzerine iki tane arkadaş edindim. Onun bunu haketmiş olduğunu söylediler.

Okulda bir defacık bile olsun ağlamadım, fakat bu­nun acısını evde hıçkırarak çıkarmaya alışmıştım. Sonra bir gün Loftin bana bütün üzüntü ve dertlerimi silip yokeden ve düşmanlarımı birer dost eden bir takım nasihatta bulundu: "Ralph eğer onlarla alakadar olup onlara ne derece iyilik edebileceğini araştıracak olursan bir da­ha seni itip kakmayacaklar ve sana 'öksüz' demeyeceklerdir." dedi. Onun nasihatlerine kulak verdim. Çok ça­lıştım ve az zaman sonra sınıfın birincisi olduğum halde yine de bana haset etmediler. Çünkü hep onlara yardım ederek çalıştım.

Ölüm komşularımıza darbesini vurdu. İki yaşlı çift­çi öldü ve bir adam karısını terketti. Ben dört aile için­deki yegane erkektim. Bu dullara tam iki sene yardım et­tim. Okula gidip gelirken onların çiftliklerinde durup on­lar için odun kestim, ineklerini sağıp yemlerini verdim ve ağaçları suladım. Artık kötülenmek yerine takdir ediliyordum. Donanmadan eve döndüğüm zaman bana karşı olan hakiki duygularını belirttiler. İki yüzden fazla çiftçi, eve döndüğüm ilk gün beni ziyarete geldiler. Di­ğer insanlara yardıma çalışarak meşgul ve mutlu olmuş olduğum için kendimin pek az birkaç üzüntü kaynağım olmuştu ve bana on üç seneden beri bir defa olsun 'ök­süz' sözünün söylendiğini duymadım."

C. R. Burton nasıl dost kazanılacağını biliyor! Ve ayrıca üzüntünün nasıl fethedilip, hayatın nasıl neşelen-dirildiğini de biliyor.

Dr. Adler bize her gün bir hayır işlememizi söylüyor. Bir hayır nedir? Hz. Muhammed (sav): "Bir hayır başka bir insanın çehresine bir sevinç tebessümü veren şeydir." diyor.

Her gün bir hayır işlemek neden dolayı onu yapanın üzerinde bu derece şaşırtıcı bir tesir yapacaktır? Çünkü başkalarını memnun etmeye çalışmak bizim kendimizi düşünmemize mani olacaktır ki, zaten üzüntü ve korkuyu doğuran şey de tamamiyle budur.

Eğer "başkaları için herşeyi daha mükemmel yapa­cak" sak, bu hususta çabuk olalım. Zaman geçip gidiyor. "Bu yoldan bir defa geçeceğim. Bundan dolayı yapabi­leceğim herhangi bir iyilik veya gösterebileceğim bir şefkat mevcutsa, müsaade edin de onu şimdi yapayım. Onu geri bırakmama veya ihmal etmeme izin vermeyin, çünkü bir daha bu yoldan geçmiyeceğim."

Bundan dolayı üzüntüleri yoketmek, huzur ve saade­ti elde etmek istiyorsanız; başkaları ile ilgilenerek ken­dinizi unutun. Her gün, başka bir insanın çevresine bir sevinç tebessümü verecek olan bir hayır işleyiniz.

 

C. KELİMELERİN DİLİNDEN:

  1. mükafat-…………………………………………………………………………………
  2. çehre-………………………………………………………………………………………
  3. taksim etmek-………………………………………………………………………………
  4. kayıplara karışmak-………………………………………………………………………..
  5. derhal-………………………………………………………………………………………..
  6. devir-…………………………………………………………………………………………
  7. reis-..........................................................................................................................................
  8. tatbik etmek-……………………………………………………………………………..
  9. öksüz-…………………………………………………………………………………….
  10. incinmek-…………………………………………………………………………………
  11. alakadar etmek-……………………………………………………………………………..
  12. haste-………………………………………………………………………………………..
  13. darbe-…………………………………………………………………………………….
  14. donanma-……………………………………………………………………………………

 

D. OKUMA –ANLAMA

 

1.Burton’un aile faciası nasıl olmuş?.............................................................................................

……………………………………………………………………………………………………

2. Onu ayakta tutan şey neydi?......................................................................................................

……………………………………………………………………………………………………

3. Niçin insanlara iyilik yapmaya karar vermiş?..........................................................................

……………………………………………………………………………………………………

4. Loftin ona nasıl bir nasihatte bulunmuş?................................................................................

………………………………………………………………………………………………

5. Ona insanlar sahip çıkmasaydı nasıl bir insan olarak yetişirdi?.............................................

……………………………………………………………………………………………………

6. Yaptığı iyiliklerin mükafatını ne zaman aldı?............................................................................

………………………………………………………………………………………………

8. Dr.Adler’in bize tavsiyeleri nelerdir?.....................................................................................

………………………………………………………………………………………………..

9.Yapmış olmaktan haz duyduğunuz bir iyilik var mı ? Anlatınız…………………………

…………………………………………………………………………………………………

…………………………………………………………………………………………………

……………………………………………………………………………………………………

............................................………………………………………………………………………

KISSADAN HİSSE

Çatlak Kova

Hindistan'da bir sucu, boynuna astığı uzun bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla su taşırmış. Kovalardan biri çatlakmış. Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan patronun evine ulaşan uzun yolu dolu olarak tamamlarken, çatlak kova içine konan suyun sadece yarısını eve ulaştırabilirmiş.

Bu durum iki yıl boyunca her gün böyle devam etmiş. Sucu her seferinde patronunun evine sadece 1,5 kova su götürebilirmiş. Sağlam kova başarısından gurur duyarken, zavallı çatlak kova görevinin sadece yarısını yerine getiriyor olmaktan dolayı utanç duyuyormuş.

İki yılın sonunda bir gün çatlak kova ırmağın kıyısında sucuya seslenmiş. "Kendimden utanıyorum ve senden özür dilemek istiyorum."

"Neden?..." diye sormuş sucu. "Niye utanç duyuyorsun?..."

Kova cevap vermiş. "Çünkü iki yıldır çatlağımdan su sızdığı için taşıma görevimin sadece yarısını yerine getirebiliyorum. Benim kusurumdan dolayı sen bu kadar çalışmana rağmen, emeklerinin tam karşılığını alamıyorsun." Sucu söyle demiş:

"Patronun evine dönerken yolun kenarındaki çiçekleri fark etmeni istiyorum."

Gerçekten de tepeyi tırmanırken çatlak kova patikanın bir yanındaki yabani çiçekleri ısıtan güneşi görmüş. Fakat yolun sonunda yine suyunun yarısını kaybettiği için kendini kötü hissetmiş ve yine sucudan özür dilemiş. Sucu kovaya sormuş.

"Yolun sadece senin tarafında çiçekler olduğunu ve diğer kovanın tarafında hiç çiçek olmadığını fark ettin mi?... Bunun sebebi benim senin kusurunu bilmem ve ondan yararlanmamdır. Yolun senin tarafına çiçek tohumları ektim ve her gün biz ırmaktan dönerken sen onları suladın. İki yıldır ben bu güzel çiçekleri toplayıp onlarla patronumun sofrasını süsleyebildim. Sen böyle olmasaydın, o evinde bu güzellikleri yaşayamayacaktı."


‘Rüzgar esince aptallar duvar örer, akıllılar yel değirmeni yapar.’

(Çin Atasözü)

 

A.DERSE HAZIRLIK

 

· Sizce insanların karekterleri nasıl anlaşılabilir?

· Yüz hatlarımız kişiliklerimizi yansıtabilir mi?

 

B.OKUMA PARÇASI

 

İNSANLARIN YÜZÜNE BAKIN VE KİŞİLİKLERİNİ ÇÖZÜN !

 

Yıllar boyunca beden yapısı ile psikoloji arasında ilgi kurmaya çalışan Çinli bilginler, yüz okuma sanatı olan ‘fizyonomi’yi geliştirerek yüz hatlarına göre karakter tiplerini sınıflandırdılar.

Özellikle alın, burun, çene, kaş, göz ve dudaklar esas alınarak kişilik özellikleri hakkında tahminler yapılıyor. İşte yüz hatlarının simgelediği kişilik özellikleri…

 

ALIN: Kişilerin düşüncelerini geliştirme yöntemi hakkında bilgi veriyor. Geniş alın, güçlü bir hayal gücü ve entelektüel kişilik yapısını simgeliyor.

Dar alın ise kişinin dikkatli, zamanlamaya önem veren, matematiksel yetenekleri kuvvetli biri olduğunu anlatıyor. Bombeli bir alna sahip kişiler ise insiyatif sahibi, uyumlu ve paylaşımcı olarak kabul ediliyor.

 

GÖZLER: Hayata bakış açısını ve stres karşısındaki davranış şeklini anlatıyor. Çukur gözlü kişiler ciddi ve gizemli olurken, Gözleri yakın olanlar titiz, kararlı ve detaycı kişilik yapısına sahip oluyorlar.

Büyük gözler, açık sözlülüğü, kibarlığı ve sözüne güvenilirliği, Küçük gözler ise dikkatini kolay toparlamayı ve kapalılığı simgeliyor.

Düşük gözlü kişiler hayata iyimser bakmayı sevmezken, çıkık göz şekline sahip olanlar hayata karşı hevesli ve alıngan oluyorlar.

 

BURUN: İş hayatındaki tercihleri ve para konusuna bakışı simgeliyor.

Geniş burun, iş hayatında kendine güvenen ve sosyal yapıyı Dar burun, kontrolcülüğü ve garanticiliği, Büyük burun, idealistliği ve lider olma isteğini Düşük burun, insanlarla iyi iletişim kurabilme yeteneğini, Yuvarlak ve şiş burun ise para konusunda başarıyı ve tasarruf düşkünlüğünü gösteriyor.

 

DUDAKLAR: Düşünceleri ifadeyi ve bakış açısını simgeliyor.

Geniş ve düşük dudaklar kişinin cömert olduğunu ve yaşamını geniş hayal gücüyle renklendirebildiğini, İnce dudaklar, az ve öz konuşmayı, hırsı ve muhafazakarlığı simgeliyor. Aşırı büyük alt dudak ise kişinin tembel ve zevke düşkün olduğunu anlatıyor.

 

ÇENE: Kendini savunma yöntemini ve saldırganlık düzeyini belirliyor. Geniş çene otoriterliği, acımasızlığı ve enerjiyi, Sivri çene, çabuk sinirlenen yapıyı gösteriyor.

İkiye ayrılmış çene, kararsızlığı Yuvarlak çene, enerjikliği ve tez canlılığı İleriye doğru çıkık çene, inatçılığı ve hoşgörüsüzlüğü simgeliyor.

 

KAŞLAR: Hayata dair önemli kararların nasıl alındığı hakkında bilgi veriyor. Aşağıya doğru kaşlar, kişinin ilişkilerini ciddiye aldığını ve sahiplendiğini, Kalkık kaşlar hırslı biri olduğunu ve kolay sinirlendiğini, Uzun kaşlar güçlü ve mücadeleci kişilik yapısını, İnce kaşlar kolay vazgeçen ve esnek yapıyı, Birleşik kaşlar maceracılığı, Düz kaşlar ise iyimserliği simgeliyor.

 

KULAKLAR: Çevresindekileri etkileme ve onlardan etkilenme düzeyini belirliyor. Büyük kulaklar, müziğe olan yeteneği, Normal kulaklar, ciddiyeti, Başa yapışık kulaklar, toplum kurallarına bağlılığı simgeliyor. Büyük ve kepçe kulaklı kişilerin ise konuşmayı çok sevdiği belirtiliyor.

 

YÜZ ŞEKLİ: Kişinin duygusal ve zihinsel düzeyini belirliyor. Aşırı uzun yüzlü kişiler kibirli, Şişman yüzlüler maddiyatçı, eğlenceye rahatına düşkün, Kemikli yüze sahip olanlar çalışmayı seven ve ürkek, Zayıf yüzlüler, derin düşünceli ve dikkatli olarak kabul ediliyor.

 

C.KELİMELERİN DİLİ

 

Gizemli-………………………………………………………………………………………

Ürkek-…………………………………………………………………………………………

Düzey-…………………………………………………………………………………………

Mücadele-……………………………………………………………………………………..

Tez canlılık-…………………………………………………………………………………..

Muhafazakar-…………………………………………………………………………………

Heves-…………………………………………………………………………………………

Alıngan-………………………………………………………………………………………

Esnek-…………………………………………………………………………………………

Yöntem-……………………………………………………………………………………….

 

D. OKUMA-ANLAMA

1.Dar alın neyi ifade eder?.........................................................................................................

2.Konuda kaç çeşit göz şeklinden bahsedilmiştir?......................................................................

………………………………………………………………………………………………….

3.Burun neyi simgeler?..............................................................................................................

4.İleriye doğru çıkık çene neyi simgeler?.................................................................................

5.Büyük kulaklı insanlar neyi severler?...................................................................................

………………………………………………………………………………………………..

GÜLMECE

EVDE BEKLEYEN

Aslan ile boğa bir gün kafaları çekiyormuş. Saat gece 12’ ye doğru Aslan saate bakmaya başlamış.
Boğa : Hayrola aslan kardeş, sen ki ormanlar kralısın sana yakışıyor mu, yengeden mi korkuyorsun.
Aslan: Senin gibi evde bizi bekleyen bir inek olsa problem yok, evde bizi bekleyen bir aslan.


Ana gibi yâr,vatan gibi diyâr olmaz

Atasözü

 

A-DERSE HAZIRLIK

 

1-Günümüzdeki evlerin planları ve oda sayıları hakkındaki düşünceleriniz nelerdir, sizce gözden kaçan bir şeyler var mı?

 

B-OKUMA PARÇASI

 

ANNE BABA HUKUKU

VE

İNSAN OLMA

 

2003 yazı, dünya kamuoyuna da yansıdığı gibi, Avrupa'da çok sıcak geçti; bilhassa Fransa ve Almanya'da. Paris'te İkinci Dünya Savaşı yıllarından beri sıcaklık ilk defa 40 derecenin üstüne çıktı. Fransızlar ne olduğunu anlayamadılar. Global iklim değişikliği vâkıasını sürekli işlemelerine rağmen, bunun bazı neticelerini bulundukları enlem ve iklim kuşağına yakıştıramıyorlardı herhalde. Almanya'da da şaşkınlık vardı. Orta yaşın üzerindeki Almanlar böyle sıcak bir yaz hatırlamadıklarını söylüyorlardı. Fakat "sıcak" gündemin en önemli hâdisesi Fransa'da yaşandı. Fransızların "canicule" dedikleri, 22 Temmuz- 22 Ağustos arası dönemde kendini hissettiren sıcak hava dalgası bu defa öncekilerden çok daha fazla iz bıraktı. Fransa'da on beş bine yakın yaşlı insan hayatını kaybetti. Konu haftalarca kamuoyunda tartışıldı.

Ölenlerin belli bir kısmı evlerinde yalnız başına yaşayan yaşlı kadın ve erkeklerdi. Bunların neredeyse tamamının hayatta en az bir yakını vardı; oğlu, kızı, gelini, damadı, torunları, yeğenleri, kardeşleri vs. Fakat aslında bunlar bir terkedilmişlik içinde yaşıyorlardı. Modern zamanların Fransa’sı temmuz ve ağustos aylarında neredeyse boşalıyordu. Bu defa da böyle oldu. Bilhassa başkent Paris'te bu daha fazla hissedildi. Yaz tatilini kutsal ve dokunulmaz olarak anlayan Fransızlar, büyük kısmı yurt dışına olmak üzere, şehirlerinden çıkmışlardı. Kendi evinde ölen yaşlıları Fransa'da o günlerde arayıp soracak kimse kalmamıştı denemez tabii ki. Vardı, fakat kimse kapılarını çalmıyordu. Ölüm hâdiselerinin sayısı dikkat çekecek derecede artış gösterince bazı Fransızların aklına anne-babasını, veya yalnız yaşayan yakınlarını aramak geldi.

Bir de, Fransızların "emekli evi" (maison de retraite) olarak adlandırdığı "darûl aceze" benzeri yerlerde kalanlar arasında ölüm oranları dikkat çekiyordu. Bunların yöneticileri de, yeterli ilgi göstermediği ve kaynak aktarmadığı için devleti suçluyorlardı; yeterli sayıda eleman çalıştıramadıklarını, soğuk hava tertibatlarının olmadığını ileri sürüyorlardı. Sözgelimi, Almanya'da olduğu gibi Fransa'da da soğutucu (klima) kullanımı yaygın değildi. Ağustos ayında sıcaklık son elli yılda hiçbir zaman böyle yükselmemişti, ve bu ayda Paris'te geceleri battaniye ile yatıldığı olurdu.

Fransa'da evinde yaşamayı tercih eden, fakat temel ihtiyaçlarını karşılayamayan yaşlılara, ücreti mukabilinde sabah, öğle ve akşam vakitlerinde kahvaltı ve yemek servisi yapan kuruluşlar var. Bu vesileyle bu yaşlı insanların sağlık durumları da bir bakıma kontrol edilmiş olduğundan, zamanında tedbir almak kolaylaşıyor. Bu hizmeti gören görevliler herhangi bir eve gittiklerinde kendilerini karşılayan yaşlı kadın veya erkeğin, veya her ikisinin içeriye geçip bir süre oturması ve kendileriyle sohbet etmesi ısrarıyla karşılaşıyorlar.

Birçok Batı ülkesinde olduğu gibi, bilim ve teknolojide, bilhassa tıptaki gelişmeler, ayrıca sosyal sigorta ve emeklilik hakları gibi konulardaki kökleşmiş düzenlemeler Fransa'da da ortalama hayat süresinin artmasında bir sebep rolü oynuyor. İki Dünya Savaşı yıllarını hatırlayabilecek kadar yaşlı olanların nisbeti diğer ülkelere göre yüksek sayılabilir. Neredeyse seksen beşten sonrası yaşlılık yılları olarak kabul ediliyor.

 

 


C-KELİMELERİN DİLİ

 

kökleşmek-....................................................................................................................................

vesile-............................................................................................................................................

yaygın-..........................................................................................................................................

mukabil-............................................................................................................................................

tertibat-...........................................................................................................................................

kamuoyu-...........................................................................................................................................

sigorta-............................................................................................................................................

kuruluş-.........................................................................................................................................

eleman-...........................................................................................................................................

hadise-...........................................................................................................................................

 

D-OKUMA-ANLAMA

 

1-Fransa’daki yaşlıların ölüm sebebi sadece sıcaklar mı?................................................................

...........................................................................................................................................................

 

2-Ölümlerin çok fazla olmasının tatille ilişkisi nedir?......................................................................

...........................................................................................................................................................3-Batı ülkelerindeki yaşlıların fazla olma sebebi nedir?..................................................................

..........................................................................................................................................................

4-Ücret karşılığı yaşlıların ihtiyaçlarını karşılayan kuruluş görevlilerinden emeklilerin isteği nedir?.........................................................................................................................................

 

5-Niçin onlardan böyle bir istekte bulunuyorlar?........................................................................

......................................................................................................................................................

 

Güzel Sözler

 

*Ben annemi nasıl sevmem ki;o,beni bir müddet karnında,uzun bir zaman kucağında,ölünceye kadar da kalbinin şefkat köşesinde taşımıştır.Ona saygısızlık göstermekten daha aşağılık bir şey bilmiyorum (A. Cami )
* Ana-baba âhı almak; Ana-baba âhının zehirini içen kurtulamaz (A. F. Başgil)

* Bana iyi anneler veriniz,size iyi vatandaşlar vereyim (N. Bonaparte)

*Bir baba yüz öğretmene bedeldir. (G. Herbert)

*Bir baba yüz evlada bakar da, yüz evlat bir babaya bakamaz. (G. D'annunzio)

 


Taassup cahilliğe dayanır. Bundan dolayı taassubu olan cahildir. İlim mutlaka cahilliği yener, o halde halkı aydınlatmak lazımdır

Mustafa Kemal Atatürk

 

A-DERSE HAZIRLIK

 

1. Sizce günümüzdeki insanların bundan sonra teknolojisiz yaşamaları mümkün mü?

 

2. Günümüzde teknolojinin gerçekten insanın hayatını kolaylaştırmak ve insana hizmet için kullanıldığına inanıyor musunuz?

 

3. Taassub kelimesinden ne anlıyosunuz, günümüzde örnekleri var mıdır?

           
     

B-OKUMA PARÇASI

 

MODERN HAYATA BAŞKALDIRAN HALK: AMİSHLER

ABD'de yaşayan Amishler, dünyadan tecrit edilmiş bir hayat sürüyor. Elektriksiz yaşıyor, at arabası kullanıyor, TV ve bilgisayardan uzak duruyor. İşte Amishler'in izole hayatı...

ABD’de yaşayan Amishler hala hayatlarını elektriksiz devam ettiriyor ve bir yerden bir yere at arabalarıyla gidiyorlar. Amish topluluğu, 16 yıldan bu yana modern Amerikan toplumu içerisinde hiç bu kadar ilgi görmemiş.

Protestan mezhebinin bir kolu olarak kabul edilen Amishler, dünyadan tecrit edilmiş bir hayat sürerken, taşıt vasıtası olarak at arabaları kullanıyor, TV, bilgisayar ve elektrikten uzak duruyorlar.

Bu insanların ataları, 18. yüzyılın sonunda Güney Almanya, İsviçre ve Fransa’nın doğusundaki Alzas bölgesinden Amerika’ya göç etmişler. Yapılan araştırmalara göre 1992 senesinde 125 bin nüfusa sahip olan bu topluluk, 2008 sonu itibariyle 231 bin kişiye ulaşmış durumda.

Yaşama biçimi rahatlığı

Pennsylvania’daki Elisabeth Town Enstitüsü’ne bağlı Yeni Araştırmalar Merkezi’nde yapılan bir araştırma, başlangıçta sadece ABD’nin Kuzeydoğusu’ndaki Pennsylvania, Ohio ve Indiana gibi Amerikan şehirlerinin yanı sıra Kanada’nın Ontario gibi şehirlerinde yaşamakta olan Amishler, artık ABD’nin 28 vilayetine yayılmış durumda.
1992’den bu yana, şehirlerden ve medeniyetin nimetlerinden uzakta, ucuz araziler arayışında olan Amishlerin Arkansas, Colarado, Misisippi, Batı Virgina gibi 7 yeni yerde yerleşmiş bulunuyor.

Virginia (+%400), Centucky (+%200), Mountaina (+%150) gibi şehirlerin de içinde bulunduğu toplam 10 kentte Amishlerin nüfusu büyük artış göstermiş.

Araştırmayı yapan Donald Kraybill, nüfus artışını Amishlerin büyük ölçüde çok çocuk yapmalarına bağlıyor. Amishler geleneksel olarak en az beş çocuk sahibi oluyorlar.

Topluluk içerisindeki gençlerin önemli bir bölümünün yine topluluk içerisinde kalmayı tercih ettiği ifade ediliyor. 18 yaşına basan her çocuğa dış dünyaya açılma ve tercihini dilediği gibi yapma seçeneği verilirken gençlerin beşte dördünün yine topluluk içerisinde kalmayı tercih ettiği kaydediliyor.


Çağdaş Dünyanın Bilmecesi (Amishes: Puzzle of Modern Life) adlı kitabın yazarı olan Donald Kraybill, topluluktaki hızlı nüfus artışını doğum oranlarının yüksek olmasına ve gençlerin topluluk içerisinde kalma eğiliminde olmalarına bağlıyor. (..) Araştırmacıya göre, topluluk, gençlere güçlü bir kimlik ve din duygusu veriyor.

Amish topluluğu içerisinde zenginlerin de bulunduğunu ancak bugün bu kişilerin sayılarının azalarak yüzü ancak bulabileceğini belirten Kraybill, bu topluluk mensuplarının yeni çevrelerde tutunmalarının zor olduğunu, genellikle yeni bölgelere gittiklerinde ora ahalisiyle entegrasyonda zorluk çektiklerini, çünkü insanların bu topluluk üyesi kişilerin yaptıklarını anlamadıklarını ifade etti.

İçinde ışık bulunmayan siyah renkli at arabaları kullanmaları, evlerin hemen yanında nine ve dedenin evinin bulunması, tuvaletleri evin dışında ahşaptan bir kulübe şeklinde yapmalarının; bina ruhsatı, trafik kanunları ve kanalizasyon inşası konusunda sorunlar çıkardığı belirtiliyor.

Harry Ford’un başrol oynadığı 1984 yılında çekilen Wintes adlı filminin ardından meşhur olan Amish topluluğu, neyi yapıp ne yapmayacaklarına İncil üzerine kurulu değerlere saygı esasına dayalı kendilerine has ahlak ve davranışlarına göre karar veriyorlar.

Sürekli siyah elbiseler giyen Amish toplumunun erkekleri, başlarında çevresi oldukça geniş olan şapkalar takarken, kadınları ise 19. yüzyıl Avrupa’sındaki köy kadınlarının elbiselerine benzer elbiseler giyiyorlar. Kadınlar ise uzun fistanlı eteklerin üzerlerine beyaz elbiseler giyiyorlar.

Kraybill, tarım arazilerinin fiyatlarının yüksek olmasından şikâyetçi olan Amish toplumunun yeni ufuklar aradığını ifade etti. Bu, Amish toplumunun şehirlerden daha uzak yerlere taşınacağı ve daha düşük maliyetli topraklar arayacakları anlamına geliyor. Aynı uzman, Amish toplumunun yıldızının parlayacağını ve önümüzdeki 18 sene içerisinde nüfusunun hızla artacağını dile getirdi.

TİMETURK

 

C-KELİMELERİN DİLİ

 

mezhep-.......................................................................................................................................

tecrit-............................................................................................................................................

mensup-........................................................................................................................................

maliyet-.......................................................................................................................................

ahali-...........................................................................................................................................

arazi-...........................................................................................................................................

üye-..............................................................................................................................................

ufuk-...........................................................................................................................................

has-...............................................................................................................................................

ifade etmek-...............................................................................................................................

 

 

D-OKUMA-ANLAMA

 

1 Amish’lerin ana vatanları neresidir?...................................................................................................

2 Amish’lerin teknolojiden uzak durma sebebi nedir?.......................................................................

……………………………………………………………………………………………………….

3 Amish’lerin dünyaca tanınması nasıl olmuştur?...............................................................................

………………………………………………………………………………………………………..

4 Amish’lerin giyiniş tarzları nasıldır?................................................................................................

…………………………………………………………………………………………………………

 


ATATÜRK DİYOR Kİ!


Date: 2015-12-17; view: 895


<== previous page | next page ==>
C. Kelimelerin dili | Bilim ve Teknoloji ile ilgili;
doclecture.net - lectures - 2014-2024 year. Copyright infringement or personal data (0.027 sec.)