Home Random Page


CATEGORIES:

BiologyChemistryConstructionCultureEcologyEconomyElectronicsFinanceGeographyHistoryInformaticsLawMathematicsMechanicsMedicineOtherPedagogyPhilosophyPhysicsPolicyPsychologySociologySportTourism






C. Kelimelerin dili

Nüsha-..............................................................................................................

yayınlanmak-....................................................................................................

farzetmek-........................................................................................................

hüküm sürmek-................................................................................................

bulaşmak- ......................................................................................................

pohpohlamak-.................................................................................................

irade-...............................................................................................................

eleman-..........................................................................................................

aciz-.................................................................................................................

insafsız-...........................................................................................................

fazilet-..............................................................................................................

azim-................................................................................................................

beceri-..............................................................................................................

kayıtsız-............................................................................................................

müracaat etmek-..............................................................................................

mücadele etmek-.............................................................................................

fedakarlık-.......................................................................................................

yetinmek-.........................................................................................................

D. OKUMA-ANLAMA

1-Amerika başkanına niçin Rovan’ı tavsiye ediyorlar?...........................................................................

..................................................................................................................................................................

2-Rovan mektubu aldığında ne yapıyor?.................................................................................................

...................................................................................................................................................................

3-İdarecilerin başarı ve başarısızlığında yardımcılarının etkisi nasıl olmaktadır?..................................



.................................................................................................................................................................

4-Okuma parçasından günümüzde insanların para dışında da rüşvet beklediklerini öğreniyoruz. Bunlar nelerdir? ....................................................................................................................................................

5-Yazar hangi insanları hatırlanmaya layık görmektedir?...........................................................................

...................................................................................................................................................................

6-Yazarın ‘her yerde ihtiyaç var’ dediği insanların özellikleri nelerdir?....................................................

...................................................................................................................................................................

7-Bu mektubun bu kadar ilgi görmesinin sebepleri sizce neler olabilir?..................................................

....................................................................................................................................................................

EN İYİSİ

Dağ tepesinde bir çam olamazsan

Vadide bir çalı ol,

Fakat, oradaki en iyi küçük çalı sen olmalısın.

Çalı olamazsan bir ot parçası ol,

Bir yola neşe ver.

Bir misk çiçeği olamazsan bir saz ol,

Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın.

Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmağa mecburuz.

Dünyada hepimiz için birer şey var,

Yapılacak büyük işler, küçük işler var.

Yapacağınız iş, size en yakın olan iştir.

Cadde olamazsan patika ol,

Güneş olamazsan yıldız ol;

Kazanmak ya da kaybetmek ölçü ile değildir.

Sen her neysen, onun en iyisi olmalısın ! /Douglas Malloch/

 


 

Kültür deyince ilk akla gelen şey ‘‘dildir’’

Mehmet Kaplan

A. Derse Hazırlık

1- Kültür deyince ne anlıyoruz?

2- Kültürü etkileyen geliştiren ve değiştiren unsurları araştırınız.

3- Kültürlerin devamlılığı için insanlara düşen görevleri tartışınız.

4- Kendi kültürünüzü yaşatmak için yaptıklarınızı anlatınız.

B. Okuma Parçası

KAZAK KÜLTÜRÜ

Uzun bir geçmişe ve zengin bir mirasa sahip kazakların o ölçüde de renkli ve zengin bir kültürü vardır

bugün kazakları temsil eden kültür motiflerinin başında dombıra gelir. Dombıra kazakların millî çalgısıdır. Kazakların hiçbir düğünü ve hiçbir bayramı dombırasız olmaz. Kazaklar, "kazak olarak doğan herkes dombıra çalmasını bilmelidir." anlayışını bugün dahi yaşatmaya çalışmaktadır.

Kazakların bir başka milli çalgısı da kobuzdur. Eski Türkler kötü ruhları bir çalgı eşliğinde kovarken kobuz diye bağırırlarmış. Buradan hareketle ruhları kovarken çaldıkları çalgıya kobuz adını verdikleri söylenmektedir.

Gerek dombıranın gerekse kobuzun ilk örneği şerter denilen üç telli eski bir müzik aletidir. Dombıra ve kobuzla çalınan enstrümantal eserlere küy adı verilir.

Kazakların zengin bir folkloru vardır. Bunların başlıcaları: Şaman, baksı, jeztırnak, jarjar, gelin vedası, yeni gelin, tavşan ve şahin, yay ve avcı kuş adlı halk oyunlarıdır.

Çadır, Kazak kültürünü simgeleyen unsurların dombırayla beraber en bilinenidir. Çadıra Kazak evi de denilmektedir. Geleneksel Kazak çadırının ana malzemesi keçe, ahşap ve halattır. Günümüzde çadır çeşitli kutlamalar esnasında özellikle Nevruz Bayramı'nda kurulur. Kazak çadırının bel kemiği tavan direği anlamına gelen şanıraktır. Şanırak, aile demektir. "Şanırağın yüksek olsun" sözü yeni doğan çocuğa ve anne babasına iletilebilecek en güzel dileklerden biri kabul edilir,

Kazak kültürünün bir diğer ilginç alanı da Kazak sofrasıdır. Sofranın merkezinde et vardır. Kazaklar sığır, at, koyun ve deve etini çok sever. Et yemeklerinin en meşhuru beşparmak, kazı ve mantıdır.

İçinde bolca et bulunan jas sorpa ve ak sorpa Kazakların milli çorbasıdır. Kuymak ve bavursak adlı undan yapılan yemekler, Kazak sofrasının değişmeyen diğer lezzetleridir.

Kısrak sütünden yapılan kımız Kazakların millî içeceğidir. Gerçek kımız, at derisinden yapılan ve melike ağacının dumanını iyice içine çekmiş özel kımız hazırlama kabı sabada yapılır. Bir diğer meşhur içecek ise şubat denen deve sütüdür.

Kazak halkının tarihten bugüne yaşattığı hasletlerinden biri kuşkusuz misafirperverliğidir. Kazaklar misafirlerine kalplerini ve kapılarını sonuna kadar açar. Hele gelen konuk onlar için özelse ev sahibinin ilgisi baş döndürücüdür.

Gelen misafirin şerefine mutlaka hayvan kesilir.Baş köşeye oturtulan misafirin önüne yemeğin sonuna doğru özel olarak pişirilen hayvanın kellesi getirilir. Misafir hayvanın alt çenesinin sağ tarafından bir parça alır. Yedikten sonra çenenin sol yanından bir parça eti ev sahibine ikram eder. Sonra sofrada bulunan herkese elleriyle keserek bir parça et sunar. Erkek çocuğa büyüklerin söz ve öğütlerini dinlesin diye kulak, kız çocuğa çalışkan ve hünerli olsun diye damak, evin hanımına eve göz kulak olsun diye göz verilir. Bu gelenek bugün de sürdürülmektedir.

Kazakların millî giysileri çok renkli ve çeşitlidir. Bugün Kazakların geleneksel giysisi denince akla sapan gelmektedir. Sapan, uzun, kolları ve yakası olan, erkek ve bayanlar için ayrı ayrı modelleri bulunan bir elbisedir. Sapan Kazak kültürünü simgeleyen önemli öğelerden bir tanesidir.

Kazaklarda hâlâ yaşatılan bir gelenek de yeni yürümeye başlayan çocuklara yapılan tusav keser yani "çocuğu yürütme" merasimidir. Çocu­ğun ayağına bir ip bağlanır. Çocuk o merasime gelenlerin arasından seçilen bir konuğun yanına getirilir, seçilen konuk "koşar ol, çabuk yürü" dileğiyle ipi keser.

Sekiz dokuz yaşlarına gelen bir Kazak çocuğuna şecere yani atalarını öğretmek de yaşatılan bir başka Kazak âdetidir.

Kazaklarda düğün ve cenaze merasimleri Anadolu'daki düğün ve cenaze merasimleriyle ortak özellikler içermektedir.

Kazaklar arasında atla oynanan avdarıspak ve kökpar oyunları pek meşhur ve eski bir oyundur. Avdarıspak, at üzerindeki iki kişinin birbirini düşürmeye çalışmasıdır. Kökpar ise kesilerek sahanın ortasına bırakılan siyah bir keçinin, at üzerindeki oyuncular tarafından kapılması ve belirlenen yere ya da kişiye götürülmesi oyunudur.

Kazak kültüründe özellikle keçe işlemeye dayanan dokumacılığın mühim bir yeri vardır.

Yine yırtıcı kuşlarla avcılık öteden beri süregelen bir Kazak töresidir. Av genellikle kartalla yapılır. Bu işin uzmanına "kus beyi", avlama işine de "kus beyilik" denir.

Kazaklarda başta koyun olmak üzere at, inek ve deve çok değerlidir.

Kazakların en büyük millî bayramı Nevruz'dur.

Kazaklarda söz sanatı deyince akla "aytıs" gelir. Aytıs kalabalığın huzurunda dombırayla yapılan bir çeşit gösteridir. Anadolu'da aşıkların, "atışma" ile temsil ettiği bu gelenek Kazakların arasında "akındar aytısı" yani ozanlar atışması adıyla yapılır ve hâlâ yaygındır.

Tarihsel oluşum süreci içinde bugünkü Kazakistan toprakları içerisinde üç etnik grup meydana gelmiştir. Bunlara Ulu, Orta ve Küçük Cüz adı verilmiştir. Cüzler, Kazak etnik kimliğinin bir özelliğidir. Her bir cüzün kendisine özgü bir özelliği ve farklılığı vardır. Kazaklar bunu şöyle anlatır: "Ulu Cüz'e değnek ver ki hayvanla uğraşsın, Orta Cüz'e kalem ver ki davayla uğraşsın, Küçük Cüz'e mızrak ver ki düşmanla uğraşsın." Bu atasözünün doğruluğunu üç cüzün gelişim sürecine bakıldığında görmek mümkündür. Ulu Cüz diğer iki cüze göre daha yerleşik bir hayat tarzına sahipti. Bunun sonucu olarak tarım ve hayvancılıkta gelişmişlerdi. Orta Cüz, Rusya'nın eğitim merkezlerine yakındı, ilim adamı ve aydınlar daha çok bu cüzden çıkmıştı. Küçük Cüz ise Kazakların savaşçı yanını oluşturuyordu. Kazak ordusunun temeli Küçük Cüz'ün savaşçılarından meydana geliyordu.

Bu üç cüze verilen ortak ad ise "Alaş" kavramı idi. Kazaklar bugün bile kendilerini Alaş diye isimlendirmektedir. "Atamız alaş, adımız Kazak, üç cüzün nesliyiz." deyişi meşhurdur. Bilindiği gibi bu üç cüzü 18. yy.da birleştirip bir devlet haline getiren ise Abılay Han'dır.

 

C-KELİMELERİN DİLİ

Çadır:.....................……………………………………………………...…...........…………

Simge:…………………………………………………………………...……....……………

Haslet:……………………………………………………………………....…...……………

Töre:…………………………………………………………………….........………………

Merasim:……………………………………………………………………..………………

Yırtıcı:………………………………………………………………………..………………

Hüner:……………………………………………………………………….....…………….

Göz kulak olmak:…………….................................................................................................

Baş döndürmek:…………………………………………………………….............…………

D-OKUMA-ANLAMA

1-Kazakların milli çalgılarının adlarını yazınız.

..................................................................................................................................................

2-Misafirlere koyunun başının ikram edilmesinin sebebi nedir?..............................................

.................................................................................................................................................

3-Kazaklar , üç cüze bölünmektedir. Bu cüzler neye göre bölünmüştürr?................................

..................................................................................................................................................

4-Türklerin ve Kazakların kültürlerinin ortak yanları nelerdir?..............................................

...................................................................................................................................................

5-Kazakistanın tarihi ve turistik yerlerini araştırıp,sunum hazırlayınız....................................

...................................................................................................................................................

 

KISSADAN HISSE

En İyi ve En Kötü İki Şey

Efendisi bir gün Lokman’a

-Bana bir kuzu kes ve en iyi yerlerini getir, demiş.Lokman kestiği kuzunun kalp ve dilini getirip önüne koymuş.Efendisi bu sefer:

-Şimdi bana onun en kötü yerlerini getir deyince Lokman yine aynı yerlerini getirmiş.

Sahibi sebebini sorunca o şu cevabı vermiş:

-Bu dünyada ahlaklı kimsenin temiz kalbi ve tatlı dilinden daha iyisi yoktur.Ama kişi ahlaksız olursa yine bu ikisinden daha kötüsü olmaz.


Bir damla yağmurun denize faydası vardır

Mevlana

A. Derse Hazırlık

1.Zenginlik ne ile ölçülür ?

2.Hiç hayır işlediniz mi ?

3.Neden bazı insanlar zengin bazıları ise fakirdir?

B.OKUMA PARÇASI

BİR SİMİT PARASI İLE ZENGİNLİĞİ

YAKALAMAK

Günün son dersinin sonuna gelinmişti. Öğrenciler çıkmak için sabırsızlanıyordu. Defter ve kitaplarını çantalarına koydular. Zil çalar çalmaz, dışarı çıkmak için hazırdılar. Yalnızca Ali hazırlanmamıştı. Gecikmek için de elinden geleni yapıyordu. Sonunda zil çaldı. Öğrenciler bir anda kapıya yöneldi. Ali yerinden kalkmadı. Ağır ağır eşyalarını topladı. Bir yandan göz ucuyla öğretmenine bakıyor, bir yandan da arkadaşlarının gitmesini bekliyordu.

Öğretmeni onun bu durumunun farkına vardı ve “Hayrola, Ali” dedi. “Eve gitmeyecek misin?” Ali son arkadaşlarının da çıktığını görünce yanıt verdi:

“Sizinle konuşmak istiyordum öğretmenim.”

“Peki” dedi öğretmeni. “Ne söyleyeceksin bakalım?”

“Ahmet arkadaşımız var ya...”

“Evet, ne olmuş Ahmet’e?”

“Durumları pek iyi değil galiba... Annesi, beslenme çantasına iyi şeyler koymuyor.”

“Eee?”

“Ona yardım etmek istiyorum. Ama benim yardım ettiğimi bilirse üzülür. Günde bir simit parası biriktirip her hafta size versem, siz de ona verseniz?”

Cebinden bir avuç bozuk para çıkarıp öğretmenin masasının üzerine koydu.

Nurhan Öğretmen paraya dokunmadı. Sandalyesine oturup Ali hakkındaki bilgilerini yokladı. Bildiği kadarıyla ailesinin durumu çok iyi değildi. Bu çalışkan ve sevimli öğrencisi, ne kadar da iyi niyetli ve düşlünceliydi.

Zengin bir ailenin çocuğu değildi. Buna karşın yardım etmek istiyordu. Üstelik yardım ettiğinin bilinmesini istemiyordu.

Nurhan Öğretmen, “Dur bakalım Ali” dedi. Bildiğim kadarıyla sizin de maddi durumunuz pek iyi değil. Yanlış mı biliyorum?”

“Doğru biliyorsunuz öğretmenim. Babam gündelikçi... Çoğu zaman iş bulamıyor. Ama ben de çalışıyor, para kazanıyorum.”

“Nerede çalışıyorsun Ali?”

“Simit satıyorum öğretmenim...”

Nurhan Öğretmen yine durup düşündü. iyiliğin bu kadarına ne demeliydi şimdi? Bunun gerçekleşmesi zordu. Onu, bundan vazgeçirmek için bir çare bulmalıydı. Bunu yaparken, sevimli öğrencisini de kırmamalıydı. Onunla biraz daha konuşursa, belki bir yolunu bulurdu.

Nurhan Öğretmen, Ali’ye döndü ve “Büyüyünce ne olmak istiyorsun?” diye sordu. “Çok zengin bir iş adamı...”

“Niçin?”

“İnsanlara daha çok yardım etmek için...”

“Güzel” dedi Nurhan Öğretmen. “Bak şimdi Ali, Ahmet’in ailesinin durumu pek iyi değil, bu doğru. Ama sizinki de bundan pek farklı değil, istersen acele etme. Çok zengin olduğun zaman insanlara yardım edersin. Olmaz mı?”

“Olmaz” dedi Ali. “Şimdi yapmalıyım.”

“Neden olmaz Ali?”

“Ağaç yaşken eğilir’ deniliyor. şimdiden iyilik yapmayı öğrenmezsem büyüdüğümde hiç yapamam. Şimdiden iyilik yapmayıp bunu zenginlik günlerime ertelersem, zengin olduğum günlerde de daha zengin olduğum günlere erteler kendimi kandırmış olurum. “Ayrıca büyüdüğüm zaman çok zengin bir iş adamı olmak istiyorum. Zamanında yatırım yapmayanlar büyük iş adamı olamazlar.”

Nurhan Öğretmen, karşısında büyük biri varmış gibi dinliyordu. “Bu sonuncusunu anlayamadım” dedi.

“Açıklayayım öğretmenim” dedi Ali. “Şimdi, çok zengin olmadığım için, ancak günde bir simit parası kadar yardım edebiliyorum. İleride zengin olunca elim alışmış olur.”

Nurhan Öğretmen’in gözleri dolmuştu. Başını “Evet” anlamında sallarken Ali’yi evine yolladı. Sınıfa geri dönerken okulun boşaldığının farkına vardı.

Eşyalarını toplamak için masasına döndüğünde Ali’nin bıraktığı paraların masanın üstünde kaldığını gördü. Sandalyesine oturdu ve paraları eline aldı. Hiçbir para ona bu kadar değerli gelmemişti.

Sanki elinde dünyanın en değerli incilerini, yakutlarını, elmaslarını tutuyordu. Hatta bu paralar onlardan bile değerliydi.

Hiç bırakmak istemeyen bir duyguyla sımsıkı kavradı bu bozuk simit paralarını... Oturduğu yerden kalkamadı Nurhan Öğretmen... içinin dolduğunu, tanımsız duygulara boğulduğunu hissetti. Birden boşalan sağanak yağmurlar gibi ağlamaya başladı.

Kendine geldiğinde yavaş adımlarla sınıftan çıkıp okuldan ayrılırken Bekçi Sadık’ın hayretler içinde, “Ne oldu hocam?” demesini bile duymayan Nurhan Öğretmen, bekçinin şaşkın bakışları altında akşamın alaca karanlığına karışıvermişti.


Date: 2015-12-17; view: 1010


<== previous page | next page ==>
C. Kelimelerin dili | C. Kelimelerin dili
doclecture.net - lectures - 2014-2024 year. Copyright infringement or personal data (0.015 sec.)